Tükürük bezi taşı “sialolit” olarak adlandırılır ve tükürük bezlerinde ya da tükürük kanallarında oluşan yapılardır. Bu yapılan kalsiyum kristalleri olarak da tanımlanabilir ve tükürük kanallarının tıkanmasına yol açar. Bu da ağızdaki tükürük akışının engellenmesine sebebiyet verir. Haliyle hastalarda ağrı, şişlik gibi semptomlar gözlemlenmeye başlar. Çoğunlukla çene altı tükürük bezinde bu taşlara rastlandığını da eklemeliyiz. Bazı hastalarda ise kulak önü tükürük bezinde görülebiliyor. Dil altı ve küçük tükürük bezlerinde görülme oranı çok daha düşüktür.
Tükürük bezleri, sindirim sistemi açısından son derece önemli bir göreve sahiptir. Tükürük bezlerinden düzenli olarak salgılanan sıvı yani tükürük, içerisinde özel enzimler olan bir sıvıdır. Aynı zamanda bu sıvı çeşitli koruyucu maddeler de içerir. Bu enzimler ve koruyucu maddeler sindirim noktasında çok önemli işlevlere sahiptir. İnsanlarda tükürük bezleri her gün 1 – 1,5 litre tükürük salgılar. Fakat sialolit durumunda salgılanan bu salgı oranında da önemli düzeyde bir azalma meydana gelebilir.
Tükürük bezi taşlarının nasıl tespit edildiğini, ne gibi belirtiler gösterdiğini, nasıl tanı konduğunu ve tedavisinin nasıl gerçekleştirildiğini aktaracağız. Bu rahatsızlığa dair merak edilen tüm konulara açıklık getireceğiz. Ancak öncesinde söz konusu salgının neler içerdiğini ve ne gibi görevlere sahip olduğunu aktaralım.
Yazı İçeriği
Tükürüğün Görevi Nedir?
Tükürüğün temel bileşenleri şu elementlerden oluşur:
- Su
- Elektrolitler
- Salgısal Glikoproteinler
- Enzimler
- Serum
Tükürükte bulunan amilaz, muramidaz, laktoferrin ve maltaz ise beslenme sırasında alınan gıdaların başlangıçta parçalanması görevini üstlenir. Tükürükte, vücudun savunma sistemi olan bağışıklık sistemi için büyük önem taşıyan maddeler de vardır ve bu maddelere antimikrobiyalleri ve immünglobulinleri örnek gösterebiliriz. Dolayısıyla bu sıvının vücudu hastalıklardan koruma noktasında da bazı işlevlere sahip olduğunu belirtmeliyiz. Eğer hastada tükürük bezi taşı oluşursa tüm bu işlevlerde de çeşitli sıkıntılar meydana gelebilir.
Ağız içerisinde çok sayıda tükürük bezi bulunur ve bunlar küçüklü büyüklü olmak üzere farklı ebatlardadır. Başlıca tükürük bezleri ise şunlardır:
- Parotis bezler (Kulakların altında bulunur)
- Submandibular bezler (Çenenin altında bulunur)
- Sublingual bezler (Dilin altında bulunur)
2012 yılında yapılan bir araştırma, tükürük bezi taşlarının en çok hangi bölgede meydana geldiği sorusuna da açıklık kazandırdı. Bu araştırmaya göre söz konusu taşların % 80 gibi yüksek bir oranı çene altında konumlanmış olan submandibular bezlerde görülüyor. Parotis bezinde oluşması ise % 6 ile % 15 gibi bir oranı yansıtıyor. Bu taşların sadece % 2’sinin sublingual bezlerde meydana geldiği de araştırma sonuçlarında yer alıyor.
Tükürük Bezi Taşı Neden Olur?
Öncelikle tükürük bezi taşı probleminin çocuklarda çok nadir görüldüğünü belirtmeliyiz. Genellikle yetişkinlerde görülüyor ve özellikle 40 yaş üstünde olan bireylerde görüldüğünü belirtmek mümkündür. Sıklıkla merak edilen unsurlardan biri de bu taşların neden meydana geldiğidir. Bu konuda şimdiye dek çok sayıda araştırma yapılmış olsa da bu taşların neden meydana geldiğine dair net bir bulgu elde edilemedi. Elbette bazı risk faktörlerinin olduğunu da eklemek gerekir. Bu risk faktörleri, söz konusu problemin oluşmasına adeta zemin hazırlıyor.
Yapılan araştırmalar kapsamında tükürük bezi taşı oluşumu konusunda etkili olan risk faktörleri şöyledir:
Cinsiyet
Daha önce de değindiğimiz gibi bu rahatsızlığa dair pek çok araştırma yapıldı ve araştırmalar çerçevesinde cinsiyetin de bir risk faktörü olduğu belirlendi. Bu taşlar erkeklerde daha sık görülüyor.
Yaş Faktörü
Pek çok hastalıkta olduğu gibi tükürük bezi taşlarında da yaş faktörü önemlidir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artıyor. Özellikle 40 yaş üzerinde daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz.
Tedaviler
Başta kanser olmak üzere bazı hastalıkların tedavileri de söz konusu hastalık konusunda bir risk faktörü olarak görülüyor. Kanser nedeniyle baş ve boyun bölgesine radyasyon tedavisi uygulanan kişilerde tükürük bezi taşlarının daha sık görüldüğü belirlendi.
Ağız Travmaları
Ağız içerisinde meydana gelen yaralar ya da yaralanmalar da risk faktörleri arasında yer alıyor.
Bazı İlaçlar
Çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların taş oluşumu riskini artırdığı biliniyor. Çünkü bu ilaçlar tükürük üretimi konusunda bazı sıkıntılar oluşmasına neden oluyor.
Gut ve Sjögren Sendromu
Bu rahatsızlıkların da tükürük bezi taşının oluşum nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor.
Böbrek Hastalıkları
Risk faktörleri listemizde böbrek hastalıkları da bulunuyor. Her böbrek hastalığı olmasa da bazıları tükürük bezlerini de olumsuz etkileyebiliyor.
Az Su Tüketimi
Su tüketiminin yeterli oranda olması, tüm vücut sağlığı açısından önemlidir. Eğer olması gerekenden daha az su tüketimi söz konusu olursa ağız içerisinin nem dengesi bozulur. Bu da tükürük bezi taşlarının oluşmasının nedenlerinden biridir.
Tükürük Bezi Taşı Belirtileri
Her hastada tükürük bezi taşı belirti göstermeyebiliyor. Bazı hastalarda çeşitli şikayetler kısa zamanda ortaya çıkarken bazılarında semptomların görülmesi çok daha uzun süre sonrasında meydana geliyor. Bu nedenle belirtilerin her hastada aynı dönemde ortaya çıkmadığını ve aynı şekilde olmayabileceğini belirtelim. Sıklıkla karşımıza çıkan tükürük bezi taşı belirtileri ise şöyledir:
Tükürük Bezinde Şişme
Tükürük kanallarında meydana gelen kristalleşme yani taş, kanalların tıkanmasına neden olur. Bu tıkanma neticesinde de şişlikler oluşur. Çoğu zaman şişliklere hafif ya da orta şiddette ağrının da eşlik ettiğini belirtmeliyiz.
Yutmakta Güçlük Çekme
Taşlar, ağızdaki tükürük akışını olumsuz yönde etkiler. Bu da hastaların bir süre sonrasında yutkunmakta zorlanmasını beraberinde getirir.
Ağzı Açmakta Zorlanma
Bu taşlar çene hareketlerinin kolaylıkla yapılmasını önleyebiliyor. Bu nedenle hastalar kimi zaman ağzını açmakta zorlandıklarını da ifade ediyor.
Ağızda Kuruluk
En yaygın belirtilerden birinin ağız kuruluğu olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni ise tükürük salgısının olması gerekenden çok daha az oranda salgılanıyor olmasıdır.
Ağız Tadında Bozulma
Sialolit hastaların ağız tadında bozulma gibi bir belirti de gösterebiliyor. Bu şikayet, her hastada meydana gelmez.
Dil Altında Ağrı
Tükürük bezi taşının boyutuna bağlı olarak dil altında ağrı da meydana gelebilir. Hastalar ağrı ile beraber dil altında bir kitle hissettiklerini de dile getirir.
Yüzde Ağrı ve Şişlik
İlerleyen dönemlerde yüzde, taşın bulunduğu yere yakın bölgelerde hem ağrı hem de şişlik şikayeti de olabiliyor.
Tükürük Bezi Taşı Tanısı Nasıl Konulur?
İlk aşamada hasta öyküsünün mutlaka alınması gerekir. Eğer hastada tükürük bezi taşı varsa genellikle yemek esnasında kulak önünde ya da çene altında ağrılı şişlikler oluştuğunu ifade ederler. Yemek sonrasında ise bu ağrı ve şişlik kaybolur. Ancak her hastada bu şikayetin olmadığını da eklemek gerekir. Bu taşlar tükürük kanallarını zamanla tıkamaya başlar. Erken dönemde tükürük salgısında artmaya neden olan beslenme gibi durumlarda bu sorun oluşur. Sonrasında ise daha uzun süreli olarak ortaya çıkmaya başlar.
Bu arada hastalarda tükürük bezi taşı olduğunda genellikle iltihaplanma da bu soruna eşlik eder. İltihaplanma ise hastalarda yüksek ateş, tat alma duyusunda bazı değişimler olması gibi şikayetleri de beraberinde getirir. Aynı zamanda hastalarda tükürük bezi üzerinde ısı olması, kızarıklık meydana gelmesi ya da lenf bezinde büyüme olması gibi bir tablo da ortaya çıkabilir.
Elbette hastaların mutlaka detaylı bir muayeneden geçirilmesi gerekir. Bu muayenede tükürük bezi kanallarının ağız içine açılan noktaları da kontrol edilir. Bu kanallardan geçen koyu kıvamlı bir tükürük salgısının geldiği muayenede saptanabiliyor. Koyu kıvamlı olan tükürük salgısı bazı hastalarda noktacıklar ve parçacıklar da içerebilir. İltihaplı olan bir tükürük salgısı da gözlemlenebilir. Bazı hastalarda iki elle yapılan muayenede taşların elle hafifçe hissedilmesi dahi mümkün olabiliyor. Ancak bunun için taşların birkaç milimetreden daha büyük olması gerekiyor.
Tükürük bezi taşlarının % 90’ı röntgen ile görüntülenebiliyor. Standart bir röntgen çekilmesiyle de bu taşların tespit edilmesinin mümkün olduğunun ve yerlerinin de belirlenebildiğini ekleyelim. Doktorunuz farklı hastalıklardan ayırmak için daha farklı tetkikler yaptırmanızı da isteyebilir.
Tükürük Bezi Taşı Tedavisi
Hastalarda tükürük bezi taşı tedavisi farklı yöntemlerle uygulanabiliyor. Tedaviye değinmeden önce sıklıkla merak edilen bir sorunun yanıtını aktaralım. Bu taş kendiliğinden düşme olasılığı vardır ancak oldukça düşük bir ihtimaldir. Taşın kendiliğinden düşmesi için belirli bir ölçünün altında olması yani çok küçük olması gerekir. Aynı zamanda hastanın bol miktarda su tüketiyor olması da önemlidir. Tüm bunlarla birlikte taşın olduğu bölgeye doğru yöntemlerle masaj yapılması da gerekecektir.
Uygulanan tedavilerden biri sialoendoskopi adını taşıyor. Bu işlem cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan tükürük bezi taşı tedavisinin gerçekleştirilmesini sağlar. Tükürük bezi kanalından endoskopik yolla girilmesi ve taşın çıkarılması prosedürü ile gerçekleştirilir. Ancak bu yöntemle tedavinin sadece 5 mm’nin altında olan taşlar için uygulanabildiğini de eklemeliyiz. Bu yöntem minimal invaziv bir tekniktir.
Çok büyük olmayan taşların çıkarılmasında lazer tekniğinden de faydalanılabilir. Lazer ile taşların parçalanması sağlanır. Ardından çıkarılması için bir işlem daha yapılır. Bir diğer tedavi yöntemi de ameliyattır. Diğer tedavi seçenekleri ile başarı elde edilemeyeceği zamanlarda ameliyat yönteminin devreye girdiğini söyleyebiliriz. Orta büyüklükte ve büyük olan tükürük bezi taşlarının çıkarılması gerektiğinde uygulanan yöntem olarak ameliyat tercih edilebilir. Bazı hastalarda ameliyat tekniği olarak robotik cerrahinin de kullanılabildiğini ekleyelim.
Tükürük Bezi Taşı Ameliyatı
Hastada tükürük bezi taşı ile birlikte enfeksiyon da varsa ameliyat öncesinde ilaç kullanımı ile iltihaplanmanın tedavi edilmesi gerekir. Bunun için antibyotikler ya da antiinflamatuar tercih edilebilir. Aynı zamanda hastaya sıvı desteği de sağlanabilir. Hangi tedavinin uygulanacağına ya da ameliyat öncesi hazırlıklara hastanın durumu dikkate alınarak karar verilir. Ameliyat anestezi altında yapılır ve hastanın kesi esnasında acı hissetmesi engellenir.
Taşın bulunduğu bölgeye göre küçük bir kesi uygulanır. Ardından taş çıkarılır ve kesi uygulanan bölgeye dikiş atılır. Dren yerleştirilir ve ameliyat tamamlanır. Ameliyat sırasında mikro boyutta olan kameralardan da yardım alınabiliyor. Operasyon esnasında çevre dokulara zarar verilmiyor. İyileşme sürecinin çok uzun olmadığını, genellikle bir hafta ile 10 gün arasında tamamlandığını söyleyebiliriz. Ayrıca hafif sıkıntılar olsa da iyileşme dönemi hastaları zorlayan bir boyutta değildir.
Merak edenler için –> Tükürük bezi iltihabı
Tükürük Bezi Taşı Ameliyatı Sonrası
Hastalar, tükürük bezi taşı ameliyatından sonra kendilerini nasıl bir sürecin beklediğini de merak edebiliyor. Ameliyat sonrasında dair bilinmesi gerekenler hemen sizler için özetleyelim.
- Operasyondan sonra hastanın durumuna bağlı olarak klinik ortamda bir süre istirahat etmek gerekebilir.
- Anestezinin etkisi tamamen geçene kadar hastanın yiyecek ve içecek tüketmemesi gerekir. Normal beslenmeye ise operasyondan 1 gün sonra geçilir.
- Ameliyat sonrasında hafif seviyede ağrı olabilir. Bu ağrının doktor tarafından reçete edilen ağrı kesiciler ile giderilmesi mümkündür.
- Operasyon sonrasında dren kullanılabilir ancak drenler 1 ya da 2 gün sonrasında çıkarılır. Pansumanın ise 3-4 gün kalması gereklidir.
- Ameliyat dikişleri yaklaşık olarak 7 gün sonrasında alınır.
- Operasyon sonrasında bölgede kızarıklık ve terleme olabilir ancak bunlar hastayı rahatsız edecek düzeyde değildir.
- İşlemin yapıldığı bölgede bir süre hissizlik oluşabilir. Ancak bunun çoğu zaman geçici olduğunu da eklemeliyiz.
Tükürük Bezi Taşları İçin Evde Uygulanabilecek Yöntemler Nelerdir?
Öncelikle tükürük bezi taşı probleminin evde uygulanabilecek bazı yöntemlerle geçmesi mümkün olabilir. Ancak her durumda bu sorunu tıbbi yardım almadan gidermenin söz konusu olmayacağını da eklemek gerekir. Evde uygulanabilecek yöntemlerin başında bol su tüketimi geliyor. Bol miktarda su içmeden tükürük bezi taşı sorunundan kurtulmak pek mümkün olmayacaktır. Bu bölgeye ısı uygulamak da yöntemlerden biridir. Isı uygulayarak hafif düzeyde masaj yapmak, taşın tükürük kanalından çıkmasını sağlayabilir. Aynı zamanda masaj ile tükürük üretiminin tetiklenmesi de sağlanıyor.
Tükürük üretiminin uyarılması için iki parmak ile çenenin altından yana doğru hareketler yapılması gerekir. İki parmağın çene altına yerleştirilmesi ve yana doğru hareket ettirilmesi, tükürük kanalını tıkayan taşların çıkmasını sağlayabilir. Bu hareket bölgenin ısınmasını da sağlayacaktır ve dolayısıyla taşın çıkmasına da yardımcı olacaktır. Ancak bu yöntemin büyük taşların kanaldan çıkmasını sağlamakta yetersiz kalabilir. Dolayısıyla tıbbi tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi gerekecektir.
İlginizi çekebilir –> Tükürük bezi tümörü
Tükürük Bezi Taşı Tehlikeli Mi?
Hastaların ilk olarak sordukları sorulardan biri de tükürük bezi taşı tehlikeli mi şeklindedir. Öncelikle şimdiye dek bu taşların kansere dönüştüğüne dair bir bulguya rastlanmadığını belirtelim. Yani tükürük bezi taşlarına sahip olmak, kişinin kanser olduğu anlamına gelmez. Kötü huylu hastalıklardan biri olmadığını belirtmeliyiz. Fakat hastalarda çeşitli şikayetlere neden olur ve bu da mutlaka tedavinin uygulanması gerektiği anlamına gelir. Tedavi edilmemesi durumunda bu şikayetlerde bir artış da olabilir. Basit yöntemlerle uygulanan tedaviler çözüm olamadığında cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulur. İyileşme süresi gayet kısa olduğundan hastaların herhangi bir endişe duymasına gerek yoktur.
Tükürük Taşının Tekrar Oluşma Riskini Azaltmak İçin
İlerleyen dönemlerde yeniden tükürük bezi taşı oluşumunu azaltmak için bazı unsurlara dikkat edilmesi gerekir. Hastalar aşağıda sıraladığımız hususların tamamına dikkat ederek yeniden taş oluşması riskini daha düşük seviyeye çekebilir.
- Günlük su tüketimine dikkat edilmelidir. Bol miktarda sıvı alınmalıdır.
- Tükürüğün akışını düzenleme niteliği taşıyan masaj hareketleri uygulanmalıdır.
- Tükürük salgısını artıran bazı ilaçların kullanımı tercih edilebilir ancak ilaçlar kesinlikle doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Okumanızda fayda var –> Boyunda şişlik
Tükürük Bezi Taşı Bitkisel Tedaviler İle Düşürme
Kimi zaman hastalar tükürük bezi taşı sorunundan kurtulmak için bitkisel yöntemlere yönelebiliyor. Tükürük bezini uyaran limon gibi bazı gıdaların yardımı olabilir. Bu sayede tükürük üretimi artar ve elle uygulanan masajın da etkisi ile taşı kanaldan çıkması sağlanabilir. Ancak sadece bitki çayı içmek ya da sadece bazı bitki kürlerini ağız içerisinde tutmak gibi yöntemlerin başarı sağlamakta yetersiz olacağını da eklemeliyiz.
Gelişigüzel yöntemler uygulamak çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Aynı zamanda tükürük bezi taşı sorununun artmasına da yol açabilir. Bu nedenle mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini unutmamalısınız.
Tükürük Bezi Taşı Alınmazsa Ne Olur?
Hastalarda tükürük bezi taşı pek çok soruna neden olabiliyor. Bu sorunlar da günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla hastaların rahatlaması adına mutlaka bu taşların vücuttan tahliye edilmesi gerekir. Aksi halde bu sorun kronik bir boyut kazanır ve çeşitli sıkıntılar yaratmaya devam eder. Siz de tükürük bezi taşı hakkında sorularınızı ve merak ettiğiniz konuları yorum bölümüne yazabilirsiniz.
Bilgi Sahibi olsun –> Boyunda kist
Detaylı bilgi için bizlere ulaşabilirsiniz.
Tel: 0505 581 19 45
Mail: [email protected]