Koanal atrezi solunum sırasında alınan havanın burun bölgesinden alt hava yollarına geçişini sağlayan bölgenin tıkanması yahut doğuştan kapalı olması durumudur. ‘Posterior nazal aperture’ olarak adlandırılan bu bölge burun boşluğunun arkasında yer alır ve bu bölgedeki tıkanıklık çeşitli solunum problemlerine yol açar. Koanal atreziye genellikle bu bölgeyle ilişkide olan farklı kemiklerde anomaliler ve orta yüz gelişim problemleri de eşlik ediyor. Söz konusu problem dünya genelinde yaklaşık 7 bin bebekten 1’inde görülüyor. Bu nedenle sık görülen bir problem olduğunu söyleyemeyiz. Aynı zamanda kız bebeklerde erkeklere nazaran daha sık görüldüğü de yapılan araştırmalarla anlaşıldı.
Burnun geniz açılma delikleri ‘koana’ olarak adlandırılır. Koanaların bebeklerin anne karnındaki gelişimi sırasında anormal bir kemik ya da yumuşak doku tarafından kapatılmış olması söz konusu problemin gelişmesine yol açıyor. Bu konjetinal bozukluk sadece tek bir tarafta meydana gelebildiği gibi her iki tarafta da oluşabiliyor. Koanaları kapatan ise kimi zaman sadece kemik dokusu olurken kimi zaman da bu doku mukoza da içerebiliyor.
Yazı İçeriği
Koanal Atreziye Hangi Hastalıklar ve Anomaliler Eşlik Eder?
Koanal atrezi problemi bazı hastalıklar ya da anomaliler ile birlikte görülebiliyor. Bu hastalık ya da anomaliler ise kısaca söz konusu durumların baş harflerinden oluşan ‘CHARGE Sendromu’ olarak adlandırılıyor. Bu hastalık ve anomalileri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
C – Gözde koloboma (Coloboma of the eye)
H – Kalpte defektler (Heart defects)
A – Nazal koanal atrezi (Atresia of the nasal choanae)
R – Büyüme ve gelişmede bazı gerilikler (Retardation of growth and/or development)
G – Genital ve üriner sistemde anomaliler (Genital and/or urinary abnormalities)
E – Kulakta anomaliler ve sağırlık sorunu (Ear abnormalities and deafness)
Koanal Atrezi Tanısı Nasıl Konur?
Her bebek doğum sonrasında standart bir kontrolden geçer. Bu kontrolde burun deliklerinden geriye doğru sokulan ufak kataterler ile solunum yolları incelenir. Şayet kontrol esnasında kullanılan katater ilerletilemezse bu durumda koanal atrezi şüphesi doğar. Gerekli incelemeler yapıldığında ise tanı konması mümkün olur. Genellikle söz konusu durumun bebeklik döneminde tespit edildiğini ve tanı konduğunu söyleyebiliriz. Sadece ender durumlarda yapılan inceleme sırasında bu yapısal farklılık atlanabiliyor ve tanı konması da yetişkinlik döneminde oluyor. Ancak bu durum tek taraflı koanal atrezide söz konusu olabiliyor.
Çift taraflı olduğunda bebeklik döneminde tanı konmasının atlanması pek mümkün olmaz. Zira bu durumda bebekler zaten morararak doğuyor. Aynı zamanda bebekler solunum problemleri de yaşıyor ve beraberinde beslenmede, emmede güçlük çekiyor. Haliyle söz konusu durumun anlaşılması da uzun sürmüyor. Bebeklerde koanal atrezi tanısı konması için mutlaka radyolojik incelemenin de yapılmasına ihtiyaç oluyor. Teşhis konmasında bilgisayarlı tomografinin de devreye girdiğini belirtelim. Teşhis sonrasında gerekli müdahalenin gerçekleştirilmesi için ameliyat planlaması yapılıyor.
Koanal Atrezi Neden Olur? Risk Faktörleri Nelerdir?
Elbette koanal atrezi ile ilgili pek çok araştırma ve inceleme yapıldı. Halen araştırmalar yapılmaya devam ediliyor. Söz konusu duruma sebebiyet verebilecek risk faktörlerinin kesin olarak belirlenemediğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu yapısal farklılığın neden olduğu sorununun net bir yanıtı henüz yok. Sadece bazı risk faktörlerinden söz edilebiliyor. Risk faktörlerinin de oldukça az sayıda olduğunu belirtmeliyiz. Bu risk faktörleri arasında en çok ön plana çıkan ise çevresel ve genetik unsurlar oluyor. Bunun yanı sıra aşağıdaki risk faktörlerinden de söz edilebilir:
- Tarımda özellikle böcekler için kullanılan ilaçlar
- Gebelikte sigara içilmesi
- Gebelikte sigara dumanına maruz kalmak (Pasif sigara içiciliği)
- Aşırı kahve tüketimi
- Çinko ve B12 vitamininin aşırı düzeyde kullanımı
- Üriner sistemle ilgili kullanılan anti infektif ilaçlar
Yukarıda sıralanan hususların koanal atreziye yol açabildiği ya da riski artırdığı üzerinde duruluyor.
Yenidoğan Bebeklerde Koanal Atrezi ve Ameliyat
Yenidoğan bebeklerde koanal atrezi son derece ender görülen bir doğumsal anomalidir. Burun arka duvarı ile geniz arasında bir bağlantı bulunmaz. Bu bölge bir kemik perde ile kapanmış durumda olur. Maalesef bu perde yenidoğan bebeklerin hem solunumunda hem de emme fonksiyonunda çeşitli sıkıntılar yaşamasına sebebiyet verir. Dolayısıyla söz konusu probleme bağlı olarak yenidoğan bebeklerde hayati risk de ortaya çıkar. Zira yenidoğan bebeklerde gırtlak daha yukarıdadır ve bu nedenle bebeklerin ağızdan nefes alıp vermesi mümkün olmaz. Burun yoluyla nefes alıp verirler. Ancak söz konusu doğumsal anomalinin olması durumunda burundan solunum da sıkıntıya girdiğinden yaşam kaybı riski de ortaya çıkar.
Bebeklerde koanal atrezi mevcudiyeti olması halinde bebekler morararak doğarlar ve dolayısıyla derhal yoğun bakım ünitesine alınmaları gerekir. Yenidoğan bebeklerin yoğun bakımda entübe edilerek solunum desteği almaları gerekir. Bu perdenin tek taraflı olması da mümkündür ancak genellikle çift taraflı bir perdenin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Acil olarak cerrahi müdahale yapılması da son derece önemlidir. Ameliyat ile burun arka duvarında mevcut olan perde kaldırılır. Elbette yenidoğan bebeklerde de bu cerrahi müdahale anestezi altında gerçekleştirilir.
Uygulanan cerrahi müdahalede kemik perdenin kaldırılması için burun orta perdesinin küçük bir bölümü delinir. Ardından kemik perde açılmaya başlanır ve etrafında bulunan yumuşak dokular da temizlenir. Operasyon sırasında son derece dikkatli olunması gerekir. Orta konkanın üst seviyesine çıkılmadan söz konusu doku temizliğinin yapılması büyük önem taşır. Elbette ameliyat sırasında kanama kontrolünün yapılması da önemlidir. Dolayısıyla bu operasyonun özellikle yenidoğan bebeklerde mutlaka deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Ameliyat sonrasında solunum kanalında küçük bir miktar daralma olabilir. Ancak herhangi bir problem teşkil etmez. Bu nedenle bebekler ameliyat sonrasında rahatlıkla nefes alıp verebilirler.
Koanal Atrezi Ameliyatında Hangi Yöntemler Kullanılır?
Öncelikle koanal atrezi ameliyatında farklı yaklaşımların tercih edilebileceğini belirtelim. Ameliyatta söz konusu problemin tek taraflı mı yoksa çift taraflı mı olduğu, oluşan perdede kemik dokusuna yumuşak dokunun eşlik edip etmediği gibi bazı hususlar dikkate alınır. Bu kapsamda cerrah tarafından bir değerlendirme yapılır ve ameliyatta kullanılacak olan yaklaşım da belirlenir. Genel olarak koanal atrezi ameliyatında kullanılan teknikler ise şu şekildedir:
Transnazal Yaklaşım
Transnazal olarak adlandırılan yaklaşımda ameliyatın burun içerisinden gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Mikroskop kullanılmadan yapılması her ne kadar mümkün olsa da çevre dokulara zarar verilmemesi için genellikle mikroskop yardımıyla operasyon gerçekleştiriliyor. Az da olsa dokuda hasar meydana gelmesi riski mevcuttur. Diğer teknikler ile kıyaslandığında cerrahi görüşün daha yetersiz olduğu bir ameliyat tekniği olduğunu söyleyebiliriz. Buna bağlı olarak ameliyat sonrasında ikinci bir operasyona yani revizyona gereksinim duyulması riski de yüksektir.
Transseptal Yaklaşım
Transseptal yaklaşım olarak adlandırılan teknikte ise septum önüne bir pencere açılması gerekir. Çünkü operasyon bu pencereden ilgili alana ulaşılarak gerçekleştirilir.
Transpalatal Yaklaşım
Bu yaklaşımın ise cerrahi görüş açısından en ideal teknik olduğundan söz edilebilir. Çünkü gayet ideal oranda bir görüş imkanı sunan metottur. Buna bağlı olarak başarı oranının da bir hayli yüksek olduğunu belirtebiliriz. Ancak diğer tekniklerle kıyaslandığında ameliyat süresi biraz daha uzun olabilir. Bununla birlikte bazı komplikasyon riskleri de ortaya çıkar. Bu riskler; kan kaybının artması, palatal fistül ihtimali, palatal disfonksiyon ve maksillofasiyal büyüme bozukluğu olarak sıralanabilir.
Endoskopik Metot (Nazalya da Retropalatal)
Endoskopik teknikle operasyonun giderilmesi pek çok açıdan büyük avantajlar sağlar. Özellikle kemik yapıda mevcut olan atrezi plağının temizlenebilmesinde bu tekniğin sağladığı kolaylığın göz ardı edilemeyecek kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu yöntem mükemmel bir cerrahi görüş sunar. Kullanılan mikrodebriderler ise daha az doku travması anlamına gelir. Atrezi plağında açılan deliğin genişletilmesi ise çok daha kolay olur ve sürecin daha hızlı bir şekilde ilerlemesi de mümkün hale gelir.
Merak edenler için –> Sinüzit ameliyatı
Koanal Atrezi Ameliyatından Sonra Yaşanan Süreç Nasıl?
Öncelikle ameliyat sonrasında iyileşme sürecinin sanıldığı kadar uzun olmadığını belirtebiliriz. Operasyonun ardından her zaman olmasa da genellikle oluşturulan hava açıklığının bir süre korunması gerekiyor. Bunun için de burun içerisinden genize uzanan özel stentler yerleştiriliyor. Bu işlem de ameliyat sonunda gerçekleştirilir. Stent kullanımı sadece karbon dioksit ve potasyum titanil fosfat lazer tekniği tercih edildiğinde gerekmez. Aynı zamanda stent olarak da çoğunlukla endotrakeal tüp veya foley kateteri kullanıldığını söyleyebiliriz.
Ameliyat ile mevcut olan tıkanıklığın giderilmesinin ardından bebeklerin hızlı bir iyileşme süreci yaşadıkları biliniyor. Solunum noktasında yaşanan sıkıntı giderildiğinden bebeklerin operasyon sonrasında nefes alıp vermeleriyle alakalı bir sıkıntı da yaşanmıyor. Dolayısıyla normal ve bir o kadar da sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri mümkün olabiliyor.
Ameliyat sonrasında yerleştirilen stent 4 hafta ile 6 hafta gibi bir süre boyunca burun içerisinde kalıyor. Ardından doktor tarafından gerekli kontrollerin yapılmasının ardından stentin çıkarılması mümkün olacaktır. Elbette ameliyat sonrasında bebekler için özel bir bakım da gerekiyor. Öncelikle yara debridmanı yapılması gerekecektir. Bununla birlikte stentin çıkarılmasının ardından koana bölgesinin genişletilmesi ihtiyacı da olabilir. Burun içerisinde antibiyotikli pomad ve kremlerin burun ucuna sürülmesi gibi bazı bakım işlemlerinin yapılmasına ihtiyaç oluyor. Tüm bunlar bebeklerde sorunsuz bir iyileşme dönemi yaşanması için çok büyük bir önem taşıyor.
Daha önce de değindiğimiz gibi bebeklerde bu yapısal probleme daha farklı sorunlar da eşlik edebiliyor. Bu nedenle koanal atrezi ameliyatının ardından bebekler için diğer problemleri gidermeye yönelik ek tedaviler yapılması gerekebilir. Bu ek tedaviler ise ilaç kullanımı olabileceği gibi sorunun ne olduğuna bağlı olarak cerrahi müdahale de olabilir.
Koanal Atrezi Tekrarlar Mı?
Koanak atrezi probleminin asla tekrarlamayacağını belirtmek her zaman mümkün olmaz. Bebeklerde cerrahi operasyonun yapılmasının ardından stent konduğundan söz etmiştik. Şayet stent olması gerekenden daha erken dönemde çıkarılırsa kısmi de olsa atrezi plağının yeniden ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bununla birlikte ameliyat sırasında deliğin yeterince genişletilmemiş olması gibi durumlarda da bu sorun yaşanabilir. Dolayısıyla koanal atrezinin tekrarlamaması için mutlaka ameliyat sırasında atrezi plağının yeterli oranda çıkarılması ve solunum için de yeterli büyüklükte bir delik oluşturulması son derece önemlidir. Stentin çok uzun süre olmamak kaydıyla minimum 1 ay boyunca burun içerisinde kalmasına özen gösterilmesi de mühimdir.
Koanal atrezide deneyimli bir doktor tercihi yapılması, önemini bu noktada da net bir şekilde belli ediyor. Deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilen operasyonda hem koanal atrezinin tekrarlama riski çok düşük olur hem de komplikasyon gelişme riski minimum seviyeye çekilebilir. Özellikle çift taraflı olan vakalarda doktorun deneyimi daha fazla önem arz ediyor.
İlginizi çekebilir –> Burun estetiği